Çiftlerde kadının 35 yaşın altında olduğu durumlarda 1 yıl, 35 yaşının üzerinde olduğu durumlarda 6 ay süre ile düzenli korunmasız cinsel ilişkiye rağmen çocuğun olmaması durumu kısırlık ya da infertilite olarak belirtilebilir.
Kısırlığın sebeplerinin yaklaşık olarak %45’i erkekten, %45’i kadından kaynaklı problemlerden oluşuyorken %10’luk bir kısmı ise açıklanamayan kısırlık olarak belirlenemeyen sebeplerden kaynaklanır.
Çok farklı sebepler olabilmekle birlikte altta belirtilen sebepler altında toplanabilir.
Yine kadına bağlı infertilite de bir çok sebepten kaynaklanabilmektedir. Ancak en sık karşılaşılan sebepler altta belirtilmiştir.
Kadına bağlı kısırlık genellikle adet kanamalarındaki düzensizliklerle ortaya çıkabilmektedir. Adet döngüsünün 21 günden kısa veya 35 günden uzun olduğu durumlarda kısırlık şüphesi oluşabilir. Çünkü bu durum yumurtlama düzenindeki bir takım işlev bozukluklarını göstermektedir.
Erkeğe bağlı kısırlıkta ise genel olarak herhangi bir semptom gözükmez. Nadiren idrar yaparken yanma ve akıntı gibi göstergeler kısırlığa işaret edebilir. Ancak yine de kesin olarak anlaşılabilmesi için spermiogram yani sperm testi yapılarak spermin sayısı, morfolojisi ve hareketliliğinin belirlenmesi ile tam olarak erkeğe bağlı kısırlıktan söz edilebilmektedir.
Çocuk sahibi olmak isteyen ancak doğal yollardan sonuç alamayan çiftlerin durumları ayrı ayrı gözlemlenir. Kadında ya da erkekte kısırlık durumunun belirlenmesinin ardından kişiye özel bir tedavi programı uygulanır. Bu yolla yapılacak işlemlerin tümü de yardımcı üreme tedavisi olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde kısırlık yaşayan çiftlerin başarılı sonuca ulaşması için birçok yöntem geliştirilmiştir. Bunlardan en bilineni ise tüp bebek yöntemidir.
